Sevme eylemi, bir canlıya ya da cansız herhangi bir nesneye karşı duyulan olumlu duyguların faaliyete geçmesi durumudur. Sevmek edilgen bir duygudan ziyade bir eylemdir. Kişi ona iyi gelen şeye karşı atakta bulunur ve hislerini bu eylemle ifade eder.
Birey sevgi duygusunu doğumuyla birlikte vücudunda barındır. İlk sevgi anne temsilinden alınır. Anne karnındayken oluşmaya başlayan bağlarla bu duygu şekillenir, yol alır.
Sevgi ilk olarak tomurcuk haldedir. Birey gördüğü bakım sonrasında ve hayat deneyimiyle bu tomurcuğu büyütür. Ve uzun süre geçer. Bu süre zarfından sonra kişi almanın değil vermenin daha doyurucu olduğu hissine varır. Sevmek, almak değil vermektir der Fromm. Vermekten kastedilen kişinin kendisini sonsuz feda etmesi değil; bilgisini, duygusunu, düşüncesini, hissini vermesi ya da paylaşmasıdır. Birey, böylelikle hayatındakileri severek sevgiyi üretme gücüne ulaşır.
Erich Fromm’a göre sevmek, öğrenebilecek bir eylemdir. Doğuştan gelen sevgi duygusuyla kişi bu eylemi pekiştirir ve hayatındaki kişiye ya da nesneye karşı bu davranışı sergiler. Sevmek, sabır işidir. Kişi bir şeyi kolayca sevemeyebilir, ona karşı kendisini uygun hissetmeyebilir veya bu durum tam tersi de olabilir.
Birey, önce kendini severek diğerlerine yönelebilir. Önce kendine sonrasında etrafındakilere sunar bu duyguları. Çünkü sevgi, diğerlerine gösterilerek kazanılabilen bir duygudur. Kişi kendisine karşı duyduğu sevgi ve beraberindeki pozitif duygularla, başkalarını da sevebilme kabiliyetine ulaşabilmektedir.
Erich Fromm, bir de olgunlaşmış sevgiden bahsetmektedir. Buradaki sevginin, kişinin karşısındakine duyduğu ihtiyaçtan kaynaklandığını belirtmiştir. Bu durumun kalıp ifadesi de ‘’Sana ihtiyacım var çünkü seni seviyorum.’’ olarak ifade edilmiştir.
Sevme eylemi içinde bencilliği, saygısızlığı barındırmaz. Bu tarz olumsuz duygulanımların varlığı, bu eylemi menfaat olarak sunmaktan başka bir şey değildir.
Sanat, üzerinde emek verilen ve sonucunda kişinin kendi aktarımlarını içinde bulunduran bir yapı ya da tasarımdır. Sanatı yapmanın belli ölçütü ve gereklilikleri vardır. Birtakım şeyler barındırmalı ya da feda edilmelidir. Sevmek de böyledir. Kişi sevgi duygusunu kullanarak bir çeşit sonuca ulaşır ki ulaşılan sonuç genellikle iyiye götürmektedir. Sevginin olduğu yerde kötülükten bahsedilmez. Çünkü insanı insan yapan, ilerleten ya da var olmasını sürdüren duyguları ve düşünceleridir. İşte sevgi, insan evladının kendisinde barındırdığı en nihai ve gerçekçi duygudur.
“İlk adım sevginin de, yaşamak gibi bir sanat olduğunun farkına varmaktır.”
-Erich Fromm
Stajyer İrem PALUT