Hakim olunan görünüşe göre kişilerin cinsel hayatları, bireylerin kendi cinsel organlarını başka bireye temas ettirmeye çalışmasından oluşmaktadır. Cinsel hayat yalnız ergenlik döneminde başlamaz, doğumdan başlayıp diğer dönemlerin içerisinde kendini belli etmektedir. Freud istismarcı bireylerin çocukları kolaylıkla kendilerine çekebileceğini onları kandırabileceğini savunmaktadır. Günümüzde istismarın çok rastlanılan bir olay olmadığı düşüncesi hâkim olmasına rağmen yapılmış olan araştırmalara baktığımızda çocuk istismarının tüm ülke genelinde sık yaşanan olay olarak görülmektedir. Psikanalizin bize göstermiş olduğu ilk şey kompleks dönemlerinde yaşanan, oğlan çocuğun ilk olarak annesine aşık olması yani ensest düşünceler oluşmasıdır. Freud bastırmış olduğumuz her duygularımızın bir gün, gün yüzüne farklı şekillerde ortaya çıkacağını vurgulamıştır. Hiçbir duygunun bilinçaltında sabit bir noktada kalamayacağını söyler ve bunu savunan kişilerin düşüncelerini de reddetmektedir. Freud tabu kavramının üstünde sıkça durmuştur. Tabu yasak olan, uygun görülmeyen her şeydir. Aynı zamanda inanç kutsallığı da içinde barındırmaktadır. Tabu, hem inanç, ilahi, hem yasak hoş olmayan, ayıplanan hem kötü hem de korkunç düşüncelerdir. Freud’a göre bir kişi koyulmuş olan bu yasaklara karşı gelir ve bu yasakları çiğneyip uygularsa ilk olarak o kişi bağlı olduğu dinden çıkartılır, hatta o kişinin bu yasaları çiğnemiş olduğundan ötürü de onun tabulaştığını yani pislendiğini kirinin üzerinden geçmeyeceği inancı oluşmuştur. Freud her şeyin ana sebebini libidoyu ve kişilerin içinde barındırmış olduğu ensest düşüncelerden kaynaklandığını söylemektedir. Sigmund Freud ensest tanımını ilk olarak arkadaşı Wilhelm Fliss ’e yazmış olduğu mektubunda bahsetmiştir. Ensest ilişki, psikanaliz kuramında toplumun ve kültürün gerçekleşmesini sağlayan temel yasak ve kurallar olarak kabul edilmiştir. Yalnız tanrılara özgü bir eylemdir. Bastırma gibi temel savunma mekanizmaları bu dönemde oluşmaktadır ve bu yasaklı cinsel ilişkinin sürecinde ilkel dürtünün yerine kültürel motifler yer almıştır. Cinsellik yetişkinlik döneminde başlamaz, çocukluk döneminde başlamaktadır. Her bireyde doğuştan gelen cinsel dürtüler, düşüncelerin olduğunu söylemektedir ve bunun da diğer psişik dürtülerimizden ayrı ele alınarak açıklanacağını söyler. Freud ilk olarak ensesti Totem ve Tabu kitabında duyurmuştur. İlk değindiği konu ise ensest korkusunun kişiler üzerinde bırakmış olduğu etkilerdir. Ensest korkusunun asıl olarak çocukluk dönemine ait bir özellik olduğunu söylemektedir. Bu korkular da doğuştan gelmiştir. Bilinçaltından suyun yüzeye çıkmasıdır. Freud çocukluk zamanında cinsel dürtülerin oluştuğunu söylemektedir. Çocukların farklı gelişim basamaklarında farklı haz aldıkları kaynakların olduğunu söylemektedir. Örneğin ilk olarak oral dönemindeki bir çocuğun haz olarak anne memesini emmesi buna örnektir. Freud kuramında baba figürüne sıkça değinmişken anne figürüne çok değinmemiştir. Freud nevrozların çocukluk dönemlerinden kaynaklandığını oedipus kompleksine bağlı olarak çocukta ensest düşüncelerin oluştuğunu söylemektedir. Freud’un çocuk cinselliğinin üzerinde durması ve sıkça bahsetmesi psikanalize değerli katkılarda bulunduğunun en büyük işaretidir ne kadar çok cinselliğe vurgu yapmış olup eleştirilere maruz kalmış olsa da kendinden sonraki kuramcılara ilham kaynağı olmuştur.
